Posts tagged kadın

Çalışma Hayatının Gerçeği: Kadınlar!

Kadına şiddet dedik, emekçi kadınlar günü dedik ve benim de aklıma kadınların çalışma hayatındaki yeri ile ilgili bir iki bir şeyler karalamak geldi.

Biz kadınlar çalışma hayatında başarılı mıyız? Nasıl bir profilimiz var?

Mesleğinin dışında birkaç görevi daha gönüllü olarak kabul ettiğimiz bu hayatta, çalışma hayatında ne kadar başarılıyız diye düşündüm ve gazete haberleri, araştırmalar okuyup, biraz da etrafımı gözlemledim.

Avrupa Birliğine üye ve aday ülkeler arasında kadın istihdamının en düşük oranı Türkiye’de. Erkeklerin üçte biri kadar kadın çalışma hayatında!

Nerden bakarsanız bakın, sınıfta kalan bir oran bence bu.

Kadınlar; önsezileri, sorumluluk bilinci ve iletişime açık olmaları gibi maddelerle kadının iş hayatında yer alması ve hatta fazlasıyla yer alması gerektiğini gösteriyor. Ama bunlar haricinde de erkeklerden ayrılan bir takım özellikleri ile bu durumun bir tercih değil, gereklilik olduğunu gösteriyor adeta. Kadınlar;

* İddialı çalışan bireyler.

Bir şeyi yapmak istediler mi herhangi hiçbir şey engel olamaz. Dolayısıyla ‘elinin hamuru ile erkek işine karışma’ lafı tam bir Atasözü gafı bizce 🙂

* Sınır koyma konusunda başarılılar.

Kadınlar ast ve üstleri ile aralarındaki sınırı korumakta daha usta ve daha başarılı. Eğer istemezse çizdiği kırmızı çizgilere girmek neredeyse imkânsız.

 * İş hayatında duygusal davranmıyorlar.

Literatüre göre kadınlar ağlak ve duygusal varlıklar olarak gözükmekle beraber aslında sadece aileleri ve hatta genellikle çocukları söz konusu olduğunda duygusal davranırlar. Geri kalan duygusallıklar tamamen biyolojik J

* Kararlı ve cesurdurlar.

Kadınlar ilk denemelerinde başarısız sonuçlar alsalar da tekrar tekrar deneyip, verdiği kararın arkasında durabilirler.

* Öz güvenliler ve bunun öneminin farkındalar.

Öz güven için sağlığına, giyimine, bakımına, sporuna kadar her şeye dikkat ederler. Eh, bunun üzerine öz güvenlerinin yüksek olduğunu söylemeye gerek yok herhalde.

* Hata yapmaktan korkmuyorlar,

Hata yapsalar bile yaptıkları hatalardan ders çıkarma ve başka işlere ve olaylara özdeşlik yaratma konusunda gayet başarılılar.

* Çözüme odaklı yaşarlar, çalışırlar.

Hemen hiçbir olay karşısında çözümsüz kalmazlar. Hemen şöyle yapalım, böyle deneyelim gibi alternatiflerde sorunu çözüme kavuştururlar.

* İş hayatı ile özel hayat dengesinde gayet başarılılar.

Kadınlar, hem çalışır, hem annedir, hem yöneticidir, hem hobileri vardır, hem sivil toplum faaliyetlerinde ön safhalardadır…

images

Görüldüğü üzere biz kadınlar, çalışma hayatında ayakları yere basan, iyi iletişim kurabilen ve başarılı olan bireyler olmamıza rağmen maalesef ki toplumsal dayatmalardan dolayı erkekler kadar aktif olamıyoruz.

Bu anlamda Eczacıbaşı Topluluğunun iş ilanlarında ilgimi çeken bir notu paylaşmak isterim:

“Eczacıbaşı Topluluğunda kadınların iş yaşamına katılımını güçlendirmek amacıyla, tüm işe alım değerlendirmeleri sonrasında eşit özelliklere sahip iki aday olması durumunda kadın aday tercih edilmektedir.”

Kim bilir, belki bir gün Türkiye’deki şirketlerin hatırı sayılır bir kısmı bu tarz bir pozitif ayrımcılığa yer verir… Belki…

Yetmez mi Olanlar?

Son 3–4 gündür gündemde olan, zavallı kız Özgecan… Haberi duyduğumdan bu yana çıkan her linki, resmi, videoyu takip ediyorum. Her okuduğumda, izlediğimde içim bir parça daha burkuluyor. İster istemez düşünüyorum bir kadın olarak; böyle bir dünyaya mı çocuk getireceğiz?

Elimde henüz 2014 e ait bilgiler bulunmadığı için, 2013 ten birkaç maddeye yer vermek istiyorum.

Erkekler 2013 te 214 kadını, 10 çocuğu öldürdü.

214 cinayetin 116 sı ateşli silahlar, 65 i bıçakla ve geri kalanı da boğma, darp, işkence ile işlendi.

Erkekler 2013 te 167 kadına tecavüz etti, 161 kadına tacizde bulundu.

Tecavüzlerin %52 si tanıdıkları erkekler tarafından gerçekleştirildi. (arkadaş, akraba, iş arkadaşı, komşu, eski koca…)

Eminim hepimiz bu konu ile ilgili bin tane istatistikî sonuç, veri, haber vs duymuş, görmüş ya da okumuşuzdur ama her biri birkaç gün sonra hafızalarımızda sadece “nur içinde yatsın, geçmiş olsun, sabır versin” cümleleri ile yer edinmiştir. Hepimiz öyle çabuk unutuyoruz ki yaşananları…

Özgecan Aslan… Hepimizin yerinde olabileceği, 20 yaşında gencecik bir üniversite öğrencisi. Başına geleceklerden habersiz, evine doğru giderken, aklımızın alamayacağı şekilde hunharca katledildi.

özgecan

 

Gizem Akdeniz… Sırf ablası ile evlenme isteğine ret cevabı aldığı için; 6 yaşında küçücük bir kız çocuğunu önce bıçaklamak sonra da benzin döküp yakmak suretiyle öldürdü.

 

gizem

 

Gülşah Sarcan… Eşinden boşandı ya da boşanmak istiyor diye, bıçaklanıp, yol ortasına bırakıldı.

gülşah

 

Münevver Karabulut… Hafızalarında derin izler bırakan bir genç kız daha.. Kafası bedeninden ayrılıp, çöp bidonunda bulundu! Sanığı 6 ay boyunca şu kadarcık ülkemde saklanmayı başardı!

 

münevver

Bu isimler sadece şu an aklıma gelenler…

Sadece Türkiye’de mi var canım bu? Amerika’da bile kadınlar ölüyor? Bu cümleler, yaşadığımız bu durumun meşru olduğunu mu gösteriyor Allah aşkına? Yapmayın!

Bir olayın dünyanın her yerinde oluyor olması normal olduğunu göstermez! Neden ölüyor kadınlar? Neden tecavüze maruz bırakılıyor? Neden faillerine cezayı göstermelik veriyor ve caydırıcı hiçbir önlemimiz yok? Artık olayların hangi ülkelerde olduğunu tartışmaktan bir adım daha öteye gitmeye ve bu yaşananlara nasıl son verilebileceğini tartışmaya ve çözüm üretmeye ihtiyaç var diye düşünüyorum.

Kadınlar artık;

Dolmuşa/taksiye yalnız binemeyecekler!

Akşam dışarı çıkarken, illaki yanlarında kendilerine çobanlık edecek bir erkek bulunduracaklar!

Giydikleri eteklerin/elbiselerin boyu namusunu gösterecek!

Erkek ne zaman isterse; onunla yatağa mecburen girecekler!

Tek başına taksiye binerse, plakayı bir yakınına bildirecek!

Eve sipariş verdiğinde, yalnızsa, bunu hissettirmemek için bas bas bağırıp; “ben bakarııııım” diyecek!

Ayrılmak istediklerinde ölüm tehditleri ile karşılaşacak belki de ölecekler!

Oldu da tecavüze uğradı, hamile kaldı; o çocuğu doğurmak zorunda kalacak!

Tecavüzde sesin çıkmadı diye, rızası vardı olacak!

Yaşadığı olaydan/tacizden  utanıp da şikayetçi olamazsa ya da geç şikayetçi olursa; faili elini kolunu sallaya sallaya gezecek!

 

Artık bir dur densin bu olanlara! Yeter!

Bunlardan herhangi birini yaşamadık diye kendimizi şanslı sayar hale geldik, ne acı!

Gelecek nesillerimiz yaşadıklarından dolayı ruh sağlığı bozuk bir nesil olarak yetişmesin!

Anneler, babalar elleri bağırlarında, süt kokan kuzucuklarını toprağa vermesinler!

Başka Özgecanlar olmasın hayatlarımıza iz bırakanlar..

Artık bitsin!

 

 

Kaynaklar: bianet.org, kadincinayetlerinidurduracagiz.net, sozcu.com.tr, cumhuriyet.com.tr, onedio.com